Forlan
Gri Atmaca
Mercedes’in sürücüsüz aracı F 015 Luxury in Motion konseptinin tanıtımı yapıldı.
Mercedes-Benz’in bütün F konseptlerinde olduğu gibi, bu araç ta özel bir yolcu kabinine sahip. Firmadan yapılan açıklamada F 015 konseptinin değişen dünyaya kesin bir cevap olduğu belirtildi.
Mega şehirlerde şu an itibariyle ortalama 10 milyon olan nüfusun, 2030 yılı itibariyle 30 ila 40 milyon arası değişmesi ön görülüyor. Böylesi bir kargaşada özellikle şehir içinde araç kullanmanın yıldırıcı bir hal alacağı ve bu durumda F 015 gibi arabaların devreye girecek olması Mercedes-Benz’in bu modeli neden ürettiğini açıklıyor.
21. yüzyılın lüks araçları sahiplerine şimdikinden farklı olarak, zaman kaybı olmaktan çıkan ve aynı zamanda yüksek konforlu yolculuklar vaat ediyor. F 015 Luxury in Motion modelinin loca benzeri iç ortamında araç, yolcu ve dış dünya ile kesintisiz bir iletişim söz konusu.
İç ortamında dönebilir 4 loca koltuğu ile değişken kombinasyonlar oluşturmak mümkün. Yolcuların tamamı aracın içerisinde geçirdikleri süre zarfında zamanlarını dinlenmek, çalışmak veya iletişim kanallarından faydalanarak geçirebilecekler.
F 015’te kapılar açıldığı anda koltuklar 30 derecelik bir açıyla kapılara doğru dönerek yolcuların inme ve binmesini kolaylaştırıyor. Manuel sürüş moduna geçilmek istendiğinde ön koltuklar otomatik olarak yola dönüyor ve vites ön konsoldan dışarı çıkarak kullanıma hazır hale geliyor.
Ön ve yan panellere eklenen yüksek çözünürlüklü 6 LED ekran sayesinde yolcular bağlı bulunulan diğer arabalardaki yolcularla görüntülü olarak iletişime geçebiliyorlar.
Konsept aracın iç hacmi mümkün olduğunca genişletilmek istendiği için aracın boyutları büyütülmüş. Alışılagelmişin dışında olan 5.220 mm uzunluğu, 2.018 mm genişliği ve 1.524 mm yüksekliği ile çok iri duran arabanın dingil mesafesi de 3.610 mm.
Gelecekten bir kare gibi görünen ön farları ise kendine has bir özelliğe sahip. Manuel sürüş modunda beyaz yanan LED bölge, otonom sürüş modunda mavi renk saçıyor. Günümüzün üretim modelleri ile kıyaslandığında %40 daha hafif olan aracın üretiminde yeni karbon fiber teknolojileri ve alüminyum-çelik bileşenleri kullanıldı.
Mercedes-Benz’in bütün F konseptlerinde olduğu gibi, bu araç ta özel bir yolcu kabinine sahip. Firmadan yapılan açıklamada F 015 konseptinin değişen dünyaya kesin bir cevap olduğu belirtildi.
Mega şehirlerde şu an itibariyle ortalama 10 milyon olan nüfusun, 2030 yılı itibariyle 30 ila 40 milyon arası değişmesi ön görülüyor. Böylesi bir kargaşada özellikle şehir içinde araç kullanmanın yıldırıcı bir hal alacağı ve bu durumda F 015 gibi arabaların devreye girecek olması Mercedes-Benz’in bu modeli neden ürettiğini açıklıyor.
21. yüzyılın lüks araçları sahiplerine şimdikinden farklı olarak, zaman kaybı olmaktan çıkan ve aynı zamanda yüksek konforlu yolculuklar vaat ediyor. F 015 Luxury in Motion modelinin loca benzeri iç ortamında araç, yolcu ve dış dünya ile kesintisiz bir iletişim söz konusu.
İç ortamında dönebilir 4 loca koltuğu ile değişken kombinasyonlar oluşturmak mümkün. Yolcuların tamamı aracın içerisinde geçirdikleri süre zarfında zamanlarını dinlenmek, çalışmak veya iletişim kanallarından faydalanarak geçirebilecekler.
F 015’te kapılar açıldığı anda koltuklar 30 derecelik bir açıyla kapılara doğru dönerek yolcuların inme ve binmesini kolaylaştırıyor. Manuel sürüş moduna geçilmek istendiğinde ön koltuklar otomatik olarak yola dönüyor ve vites ön konsoldan dışarı çıkarak kullanıma hazır hale geliyor.
Ön ve yan panellere eklenen yüksek çözünürlüklü 6 LED ekran sayesinde yolcular bağlı bulunulan diğer arabalardaki yolcularla görüntülü olarak iletişime geçebiliyorlar.
Konsept aracın iç hacmi mümkün olduğunca genişletilmek istendiği için aracın boyutları büyütülmüş. Alışılagelmişin dışında olan 5.220 mm uzunluğu, 2.018 mm genişliği ve 1.524 mm yüksekliği ile çok iri duran arabanın dingil mesafesi de 3.610 mm.
Gelecekten bir kare gibi görünen ön farları ise kendine has bir özelliğe sahip. Manuel sürüş modunda beyaz yanan LED bölge, otonom sürüş modunda mavi renk saçıyor. Günümüzün üretim modelleri ile kıyaslandığında %40 daha hafif olan aracın üretiminde yeni karbon fiber teknolojileri ve alüminyum-çelik bileşenleri kullanıldı.
