Dizel Motorların Gerçek Yüzü

Maytalman

Aktif
Mesajlar
2,416
Konum
Samsun
Araç Markası
Mazda
Araç Renk ve Tip
Titanyum m3
Sadece Amerika ile kalmayıp Avrupa’yı da etkileyen VW’nin emisyon skandalı dizellerin göz bebeği olduğu Avrupa’da yakın zamanda çok fazla değişimi beraberinde getirecek gibi duruyor.
VW’nin ardından oklar şimdi de standartları belirleyen NEDC testine çevrildi. Laboratuvar ortamlarında geçekleştirilen bu testten bir çok otomobil üreticisi herhangi bir hile olmadan rahatlık ile geçebilse de gerçek kullanım şartlarındaki testler oldukça farklı sonuçlar ortaya koyuyor.

The Guardian gazetesinin yayınladığı Emission Analytics şirketinin laboratuvar ortamından uzakta, gerçek kullanım şartları altında yaptığı testlerin sonuçları oldukça ilginç. Son gelen test sonuçlarına göre Mercedes-Benz, Honda, Mazda ve Mitsubishi dizellerinin olması gerekenden çok daha fazla NOx salınımı gerçekleştirdikleri ortaya çıktı. Rapor ayrıca diğer otomobil üreticilerinden Renault, Nissan, Hyundai, Fiat, Volvo, Jeep, Citroen, VW ve birkaç üretici için daha benzer sonuçlara ulaştı. Test sonuçlarına göre bu otomobiller laboratuvar testlerinden bir hile olmadan geçmiş olsalar da günlük kullanımda olması gerekenden ortalama 4 kat daha fazla emisyon salgılıyorlar. Bu nasıl oluyor sorusunun cevabı ise mühendislikten geçiyor. Testlerdeki kullanım şartlarını çok iyi bilen mühendisler otomobillerini bu spesifik kullanım şartlarında çevreci çalışacak şekilde tasarlıyorlar ve sonuç olarak testler de başarılı ama normal bir kullanıcının ellerinde emisyon canavarı bir otomobiliniz oluyor.
“gerçekçi testlerin sonuçları”*
*(Grafikteki kat sayılar gerçekçi test sonuçlarının (WLTC), standart test sonuçlarından (NEDC) kaç kat daha fazla olduğunu yansıtmaktadır.) (Standart skorun üstüne 2 kattan daha az çıkan 48 otomobil bu listede bulunmamaktadır.)
Gerçi bu rapor ilk bakışta amanın neler oluyor dedirtse de esasında bu sonuçlar hiçbirimizi şaşırtmamalı, peki neden? Hepimizin bildiği üzere otomobil firmaları senelerdir yasalara uygun bir şekilde gerçekleştirdikleri yakıt tüketimi testleri ile çoğu zaman (neredeyse her zaman) müşterilerini hayal sayılabilecek tüketim değerleri ile yanıltıyorlardı. İşi bilen müşteriler fabrika değerlerinin üstüne birkaç litre koyup kafalarında bir değer oluştururken, diğer müşteriler ise her servise gittiklerinde ya da yakınlarına “Bu araba da çok yakıyor arkadaş” diye isyan ediyorlardı. Senelerdir bu duruma göz yumup firmaların daha gerçekçi testlere geçmesini sağlamayan Avrupa Birliği yönetimi bakalım bu raporların ardından emisyon testleri için ne yapacak. O kadar emisyona göre vergi ve çevrecilik naraları attıktan sonra, Avrupalı ülkelerin önemsiyorum ben bu konuları ama bilmediğim emisyon göz çıkarmaz tavrını bir kenara bırakıp bu testlere bir düzenleme getirmesi gerekirken daha gerçekçi testlere yönelik çeşitli çevrelerden gelen talep de artıyor.
Yeni düzenlemelerin gelmesi, her şeyin olması gerektiği gibi olması temennimiz. Fakat diğer bir gerçek ise (aslında bizler dahil kimsenin duymak istemediği gerçek) böyle bir düzenlemenin gelmesi durumunda bundan çevre haricinde kimsenin karlı çıkmayacağı. Daha çevreci motorlar ya güncel performanslarından feragat edecekler ya da daha sıkı filtreleme ve hali hazırda kullanılan üreli NOx emisyonunu yok eden sistemler ile kendilerini güncelleştirecekler. Bu da tabi ki üretim maliyetlerine yansıyacak ve dizel fiyatları daha da tavan yaparak kendi sonunu getirecek.
Hali hazırda otomobil şirketleri güncel testler şartları ile gerçekleştirilecek olan yeni jenerasyon emisyon standartlarını karşılayamayacaklarına dair isyan ederken otomobil devleri ile emisyonları düşürmek isteyen devletler arasında çıkacak büyük bir kavga ufukta bekliyor gibi. Testlerin sıkılaştırılması gibi bir durum olursa ufuktaki kavga sadece daha da büyüyerek yaklaşacak.
Bu durumu göz önüne alan otomobil firmaları ise gerçek hayatı yansıtan testlere geçilmesi halinde emisyon standartlarının daha yumuşak olması talebindeler. Eğer bu talepler gerçekleştirilmez ve katı emisyon standartları gerçekçi testler ile uygulanmaya devam edilirse, önümüzdeki yıllarda teknolojik bir atılım gerçekleşmemesi halinde, dizel motorlara yavaş yavaş elveda diyebiliriz.
 

Üst Alt